Büyük Türk Tarihi
Online Tarih Dergisi

1500 yıllık Türk Kurganı

Türklerin atayurdu olarak Ötüken bölgesinde adı bilinmeyen bir Göktürk hükümdarına ait mezarda ele geçirilenler, görenleri hayrete düşürüyor. Orta Moğolistan’da 1. Göktürk dönemine ait 1500 yıllık mezardaki buluntular ezberleri bozacak cinsten. Türkuaz renkleriyle boyanmış minyatür askerler,ejderha/pars figürlü duvar resimleri ve mezarı koruduğuna inanılan havlamayan kanatlı köpek ’grifonlar, Kazak Arkeolog Cantekin Karcaubay’ın objektifinden gün yüzüne çıktı.

Moğolistan’ın başkenti Ulanbatur’un yaklaşık 200 km güneybatısında bulunan ve kadim Ötüken havzası içinde yer alan bölgede bir Göktürk hükümdarına ait mezara ulaşıldı. Yerin altına doğru inen 42 metrelik dehlizden geçilerek ulaşılan 1500 yıllık mezarda bir Kıpçak boyu olan Aşinalara ait çarpıcı figürlere rastlandı. Budist gelenekleriyle gömülen hükümdarın yakılarak, küllerinin ahşap bir tabutun içine yerleştirilmiş kutu içine konulduğu belirlendi. Hükümdarın ölümünden sonra maiyetince hummalı bir çalışma yürültümüş olduğu da tarihi mabette ortaya çıktı. Şimdiye dek bulunan en büyük bozkır duvar resimleri, ejderha figürleri, asker heykelcikleri ve o dönemi yansıtan paha biçilmez unsurlar 6-7. yüzyıl Orta Asya’sına dair çarpıcı bilgiler sunuyor.

RENKLERİ 1500 YILDIR SOLMADI
Mezarda, pişirilmiş topraktan yapılmış ve üzeri özenle boyanmış heykelcikler bulundu. Çin’de bulunan minyatür/toprak askerlerin (Terrakota Ordusu) üzerindeki boyalar yüzyıllar içerisinde solmuşken, Orta Moğolistan’ın antik Ötüken bölgesindeki Göktürk mezarında elde edilen heykellerin canlı renkleri dikkat çekti. Aradan geçen 1500 yıldan fazla bir süredir türkuaz ağırlıklı renklerle süslenmiş desenlerin parlaklığını korumuş olması şaşkınlıkla karşılandı.

BOZKIRIN EN BÜYÜK DUVAR RESMİ
Göktürk hükümdarlarından birine ait mezara 45 derecelik açıyla giden dehlizde 22 metrelik duvar resmi de şaşırtıcı unsurlardan. Resimde 3 adam ve tünelin ucuna doğru yol almakta olan bir ejderha görülüyor. Kazak Arkeolog Cantekin Karcaubay, mezarı inceleyen Çinli ve Japon bilim insanlarının mabetteki buluntuları yorumladığını ve duvardaki ejderha/pars betimlemelerine rağmen mezarda Çin kültürüne dair hiçbir ize rastlamadıklarını ifade ettiklerini belirtti. Japon ve Çinli bilim insanlarına göre, mezardaki insan motifleri ve resimler, antik Çin uygarlığındaki başlıca 8 toplum sınıfına dair belirtilerden hiçbirine uymuyor. Bu veriler de mezarın Türklere ait olduğunun kanıtlarından sadece biri.

GÖKTÜRKLERİN CENAZE MERASİMİ
Göktürkler döneminde Kıpçak boylarının bir kolu olan Aşinalar’a ait olduğu düşünülen mezarda, gömülen hakanın cesedinin de yakılmış olduğu anlaşıldı. Ahşap bir tabuttaki 80×30 santimetrelik bir kutuda, hükümdarın yakılan cesedinin külleri bulundu. ‘Panarama’ diye nitelenen cenaze merasimine katılanların atlarıyla beraber cisimleştirildiği heykelcikler, 1500 yıl önceki töreni bugünün insanına başarıyla resmediyor. Tabutun etrafındaki minyatür Göktürk ahalisinin, cesedi yakılan kişinin ruhuna öte dünyada eşlik edeceğine inanılmış. Aşinalar’ın Budizme inandıkları, cenaze törenlerini de buna göre yaptıkları sanılıyor.

TÜRK BAYRAKLARI KIRMIZI VE İNCEYMİŞ
Duvar resimlerinde görülen bayrakların ise tek şerit halinde kırmızı renkte olması dikkat çekti. Yumuşak toprağın çeşitli maddelerle karıştırılıp yüzeye sıvanması sonucu elde edilmiş sert duvara nakşedilen figürler, MS 7. yüzyılda Türk bayraklarının neye benzediğini de gözler önüne serdi. Ayrıca insan resimlerindeki detaylar da dikkat çekiyor. Duvardaki at resimlerinin yerden yüksekliği ise 180 santimetre. Duvara boylu boyunca çizilmiş at resimlerindeki detaylar, izleyenlerde hayranlık uyandırıyor.

SENİ TILSIMLAR KORUR
Mezarda bulunan en dikkat çekici cisimlerin başında ‘grifon’lar geliyor. Hükümdarın mezarını her türlü tehlikeden, özellikle de yabancılardan koruması için titizlikle hazırlanan ‘kanatlı yaratık’, kötücül bakışlarıyla görenleri hayrete düşürüyor. Birçok hayvanın karışımıyla elde edilmiş ‘grifon’lardan, kazıda iki adet çıktığı kaydedildi. Kazı ekipleri mezara girdiğinde dehlizin her iki köşesinde türkuaz renkli, ince desenli mezar korucularının, 1500 yıl önce külleri gömülmüş Göktürk hakanını koruduğunu gördü.

YÜZLERİNİ ÇİZDİLER
GÖZYAŞLARI KANLA KARIŞTI

Murat Bardakçı’nın sunduğu ‘Tarihin Arka Odası’ programına katılan Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, arkeolojik bulgulara bakıldığında o dönem Türklerin bazı boyları üzerinde Budizmin yoğun etkilerinin görülebileceğini kaydetti. Türk gelenekleriyle gömülmüş olan ‘isimsiz’ Göktürk hükümdarının mezarında ağıt yakan insanları gösteren bulguların varlığına da dikkat çeken Taşağıl, cenaze törenine katılanların yüzlerini çizdiğini, böylece kanla gözyaşının birbirine karışmasının amaçlandığını dile getirdi. Ayrıca elde edilen bulguların, özellikle de ejderha-pars figürlerinin, “Türklerin tarihinde totem yoktur” anlayışını yerlebir edecek nitelikte olduğu da kaydedildi.
Mezardan çıkarılan eserlerin Moğolistan’daki ‘Harhorim’ Müzesi’nde sergileneceği ifade edildi. Ayrıca Göktürk mezarının UNESCO yetkililerince de incelendiği, daha gelişmiş cihazlarla bölgenin ayrıntılı şekilde incelenip eserlerin koruma altına alınacağı açıklandı. Kazıyı gerçekleştiren ekipten Arkeolog Cantekin Karcaubay, 15 asır önceki Türk geleneklerini gözler önüne seren çalışmayı 4 saatlik belgesel haline getirdiğini belirterek, filmin Kazakistan ve Moğolistan’da yayınlanacağını duyurdu. Elde edilen bulgular, Türk hükümdarın ‘panarama’sına katılanların ‘kan ağladığı’ 6. yüzyıl Orta Asya’sında neler olduğunu çarpıcı bir biçimde günışığına çıkarıyor.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol