Gerçekler Gizlenemez
Ölümsüzlük tarih boyunca insanlığı cezv etmiştir.Yazıyı ilk defa kullanan atalarımı, ölümsüzlüğün mümkün olmadığını biliyordular.Atalarımız(Mezopotamya Uygarlıkları) birşeyin farkına varmıştılar, atalarımız yazının gücününün farkına vardılar.Mezopotamya da yazıyı ilk kullanan atalarımız, yazının gücü ile isimlerinin sonsuza kadar hatırlanacağını ,böylece kahramanlıklarını sonsuzluğa taşıyabileceklerini düşünmüşlerdi.
Çivi yazılı tabletler ilk defa çözülmeye başlandığında, karşımıza olağan üstü insanlar çıktı.Farklı kültürlerin kayıtlarının da incelenmesi ile bir gerçek ortaya çıktı.Yazı ile ölümsüzlüğü hedefleyen atalarımız, kayıtları etik bir şekilde tutmamışlardı.Atalarımız bazı başarısızlıklarını kayda başarı olarak geçirmişlerdi.
Bu durum bizlere yazının sadece kayıt ve sonsuzluğa ulaşma amacı ile kullanılmadığını gösteriyor.Atalarımız yazı ile gerçekleri değiştirmeye çalışmışlardı.Atalarımız gerçekleri değiştiremediler.Bu gün modern tarihçiler farklı kültürlerin kayıtları ile karşılaştırmalar yaparak gerçekleri öğrenebiliyorlar.Bu durum aynı zamanda bizlere gerçeklerin gizlenemeyeceğini, çarpıtılamayacağını da gösteriyor.Gerçek bazen binlerce yıl sonra bile olsa ortaya çıkıyor.
Son 100 yıllık tarihimiz, bütün dünyanın gözleri önünde yaşandı.Bir çok farklı millet tarihimizi kayda geçirdi.Bu gün farklı milletlerin kayıtları ile bizim milletimizin tutuğu kayıtlar örtüşüyor.Önemli olan kendi tutuğunuz kayılar değildir, önemli olan kendi milletinizin kayıtlarının farklı kayıtlar ile de örtüşüyor olmasıdır.
Bu gün boşa kürek çeken insanlar var.Bu insanlar yazının gücü ile gerçekleri değiştirebileceklerini düşünüyorlar.Aynı Atalarımız gibi.Atalarımız gerçekleri hiç bir zaman değiştiremediler.Üstelik o dönemin imkanları bu durum için çok daha müsahitti.Bu insanlar bütün dünyanın Askeri ve Siyasi deha kabul ettiği Atatürk'ü kötü birisi gibi göstermek için yazının gücünü kullanmaya çalışıyorlar.Birşeyi unutmayalım Yazı büyük bir güçtür.Buna karşın gerçeği değiştirebilecek hiç bir güç yoktur.
CENGİZHAN SOYSAL
BÜYÜK TÜRK TARİHİ